CEO’nun Kaleminden

WB Gates > CEO’nun Kaleminden

2020 yılı başında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, yeni dünya düzeninde köklü değişimleri beraberinde getirdi. Salgın sürecinde özellikle e-ticaret sektörü, dünya genelinde %20’nin üzerinde büyüme gösterirken, Türkiye’nin e-ticaret hacmi, 2020 yılında 226 milyar TL’ye ulaştı. Türkiye’de e-ticaret sektörü 2023 yılında bir önceki yıla göre %115,15 artarak 1,85 trilyon Türk lirasına ulaştı. (77,89 milyar dolar) E-ticaret hacminin genel ticaret hacmine oranı 2019 yılında %10,1 iken yıllar içinde büyük bir artış kaydederek 2023 yılında %20,3’e ulaştı. Ticaret Bakanlığınca 2024 yılında e-ticaret hacminin 3,4 trilyon Türk lirası olması bekleniyor.

Türkiye’de ve Dünya’da, özellikle pandemi sonrası süreçte, dijital teknolojilere yatırım yapan firmalar pazar paylarını artırırken, bu dönüşüme ayak uyduramayan firmalar global rekabet gücünü kaybetti. İşlem sayısı ve işlem hacminin satış kanallarına göre dağılımına bakıldığında mobil uygulamalardan yapılan alışverişlerin öne çıktığını gözlemledik. Web, mobil web ve mobil uygulama şeklinde sınıflandırılan sipariş platformları arasında işlem sayısı bakımından %91; işlem tutarı bakımından ise %80 oranında mobil uygulama kullanıldı.

21. yüzyılın gerçeklerini yakından takip ederek kalite, teknoloji, sürdürülebilirlik, inovasyon ve tasarım odaklı bir yapıda uluslararası ticaret hacmini ve katma değeri yüksek ihracatı büyütmek, Türkiye’nin yüzüncü yıl ve ötesi hedefleri doğrultusunda stratejik öneme sahiptir.

Dünya büyük teknolojik dönüşümlerin eşiğindedir. 2021 itibarıyla dünya ekonomisinin %20’si, yapay zekâ (AI) ve dijital teknolojiler odağında geliştirilen ürün ve hizmetlerin paydasında gelişmektedir. Türkiye’nin bu dönüşüm sürecindeki en büyük avantajı, Avrupa ve Asya arasında köprü görevi gören stratejik lokasyonu ve 85 milyonluk genç ve dinamik nüfusudur. Bugün, 34 yaş ortalaması ile Türkiye, Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülke konumundadır. Demografik yapısal avantajı, nitelikli iş gücü ve yeni nesil teknolojilerin pazara hızlı entegre olması, yatırımcılara büyük bir potansiyel sunmaktadır.

Türkiye’nin lojistik performansı dikkat çekicidir. Dünya Bankası’nın 2018 Lojistik Performans Endeksinde 160 ülke arasında 47. sırada yer alan Türkiye, Avrupa Birliğinin ana tedarikçisi olma yolunda önemli bir konuma sahiptir. Dört saatlik uçuş mesafesinde 67 ülkeye ulaşılabilen Türkiye, stratejik coğrafi konumuyla 2 milyarlık bir nüfusun üretim ve lojistik merkezi konumundadır. Bunlara ek olarak Türkiye, stratejik lokasyonu ile Kuşak ve Yol Projesinin kilit bir aktörü haline gelmiştir. 2023 yılında Türkiye’nin lojistik sektörü büyüklüğü 100 milyar dolara ulaşmıştır.

E-Ticaret ve Lojistik: Türkiye’nin Yükselen Gücü

E-ticaretin Türkiye ekonomisindeki payı: Pandemi, e-ticaret sektöründe radikal bir dönüşüme yol açtı. Türkiye, 2022 yılı itibarıyla 381 milyar TL’lik e-ticaret hacmine ulaştı. Bu, toplam perakende sektörünün %18’ine denk gelmektedir. Türkiye’nin büyük şehirleri, e-ticaretin yoğunlaştığı bölgeler olarak öne çıkarken, lojistik sektörü de bu hızlı büyümenin taşıyıcı kolonlarından biri haline gelmiştir.

Lojistik altyapısındaki gelişmeler:

Türkiyenin güçlü lojistik altyapısı, e-ticaretin hızla büyümesini destekleyen en önemli unsurlardan biridir.

Yenilikçi lojistik teknolojileri: Türkiye’deki lojistik firmaları, yapay zeka ve büyük veri teknolojilerini kullanarak teslimat süreçlerini optimize etmektedir. Robotik sistemler ve otonom araçlar, depo ve dağıtım merkezlerinde operasyonel verimliliği artırmıştır. 

Gelecek için stratejik öncelikler:
  1. Gıda güvenliği ve tedariki: Salgın döneminde tedarik zincirlerindeki kırılganlıklar ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin tarımsal ihracatı, 2020 yılında %10 artışla 20 milyar doları aşmıştır. Tarımda dijitalleşme ve yenilikçi çözümler, bu büyümeyi sürdürülebilir kılacaktır.
  2. Sağlık sistemi planlaması: Covid-19 pandemisi, güçlü bir sağlık altyapısının önemini bir kez daha göstermiştir. Türkiye’nin şehir hastaneleri modeli, yalnızca yerel değil, uluslararası bir örnek olarak gösterilmekte ve sağlık turizminde 2022 itibarıyla 4 milyar dolar gelir elde edilmiştir.
  3. Yenilenebilir enerji ve çevre güvenliği: Türkiye’nin toplam enerji üretiminin %43’ü yenilenebilir kaynaklardan sağlanmaktadır. Bu oranı artırarak enerji bağımsızlığı sağlanabilir.
  4. Dijital teknolojiler: Türkiye’nin yazılım ve teknoloji ihracatı 2021 yılında %35 artış göstermiştir. Bu sektörlerdeki büyüme, Türkiye’yi katma değerli ürün üretiminde bir lider haline getirebilir.0
  5. E-ticaret ve lojistik entegrasyonu: E-ticaretin hızla büyümesiyle lojistik sektörü arasında bir uyum sağlanmalı, yerel lojistik firmalarının uluslararası pazarlara erişimi artırılmalıdır. Türkiye’nin bu alanda Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında bir “lojistik üssü” haline gelmesi hedeflenmelidir.

Sonuç:Türkiye, e-ticaret ve lojistik alanında yenilikçi çözümler üreterek global ticarette stratejik bir aktör haline gelebilir. Özellikle teknolojik altyapı yatırımları, dijitalleşme ve sürdürülebilir lojistik sistemler, Türkiye’yi Avrupa Birliğinin ana tedarikçisi yapma hedefini desteklemektedir.

Bu süreçte, nitelikli insan gücü ve stratejik planlama en büyük avantajımız olacaktır.

Salih GENÇ
CEO
World Business Gates